Mahalle Kahvesi - Sait Faik Abasıyanık

17:36:00

Bugün size çok sevdiğim bir kitabı tanıtacağım okuyanlarınız mutlaka vardır; bir hikaye kitabı. Fakat size bu hikaye kitabını tanıtmadan önce bir iki kelâm etmek istiyorum kitaplarla ilgili. Yaş ilerledikçe çoğumuz hikaye kitabı okumuyoruz, okuduğumuz bu hikaye kitapları bize herhalde çok basit geliyor olmalı ki genellikle roman tarzı kitaplar okuyoruz. (Tabi okuyorsak)

Günümüzde okunan kitaplara bakıyorum herhangi bir mağazanın "çok satanlar" bölümüne gidiyorum bazıları buna "bestseller" diyor. (Böyle diyince sanki biraz daha "cool(!)" duruyor.) Her neyse konumuz bu değil tam olarakta siz yinede dilimizi yozlaştırmayın güzel abilerim, ablalarım, kardeşlerim.

Çok satan kitaplara baktığımda karşılaştığım manzara genellikle şu; kitapların kapağı çok güzel ama içi çok boş. Oldukça ucuz kitaplar. Ucuz derken kitabın içeriğinden bahsediyorum. Üç beş kitap okuyanlar kitap yazmış, olay örgüsü oldukça basit, hani bir Türk filmi izleriz film konusu genelde; fakir oğlan, zengin kıza aşık olur yada bunun tam tersi olur ya işte bizim şu an "çok satanlar" kısmındaki kitaplarımızında çoğu böyle. (Dikkat edin hepsi demiyorum)

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna kitabı uzun süredir çok satanlar listesinden düşmüyor, tabi yukarıda bahsettiğim durum Sabahattin Ali için geçerli değil, oldukça derin bir yazar kendisi fakat kitabına yapılan bana göre saygısızlık. Sırf gösteriş olsun diye onun kitabını okuyanlar var (sanmıyorum okuduklarınıda neyse), genelde yanında kahve bulunur ve instagram'a, facebook'a fotoğraf atılır, sonra kitap okunmamak üzere kitaplıktaki yerini alır. Çünkü o görevini tamamlamıştır artık.

Evet bende kahve ile veyahut çay ile beraber fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaştım, bunu gösteriş olsun diye yapmadım ben genelde çok etkilendiğim kitapları sosyal medyada paylaşırım. Çünkü sosyal medya günümüzün en büyük iletişim aracı. Bunu kullanmak herkesin en doğal hakkı ama kullanırken biraz yapmacık olmasak hani belki daha güzel olur. O kitap (Kürk Mantolu Madonna) sıradan bir kitap değil, o kitabın size anlatmak istediği özü ilk okuyuşunuzda almayabilirsiniz. Defalarca okunması gereken bir kitap. Ben şuan 4. kez okuyorum ve her okumamda farklı bir öz alıyorum. Umarım ne demek istediğimi biraz anlatabilmişimdir.

Her neyse çok konuştum şimdi gelelim kirabımıza; Mahalle Kahvesi. Sait Faik'in kitabı. Yazarın yazdığı 6. kitap. Kitapta 22 tane birbirinden güzel hikaye var. Biraz argo kelimeler içeriyor, samimi bir havası var, ben keyifle okudum.

Size şimdi tek tek hikayeleri anlatacak değilim, genel hatlarıyla bahsedeyim: hikayelerin 13 tanesi şehirde, 1 tanesi köyde geri kalanları ise Burgaz Adasında geçiyor. Ben bu kitabı ismine layık bir şekilde bir mahalle kahvesinde okuyacaktım ama bilirsiniz bizim kahvelerde bol bol oyun oynandığı için ve ses hiç eksik olmadığı için bu ne yazık ki mümkün olmadı. Bende aldım kitabımı mahallede oyun oynayan çocukların içinde okumaya başladım zaten oldukça ince bir kitap, dilide oldukça sade ve akıcı. 2 saatte normal bir okuma hızıyla bitirebilirsiniz.


   

Kitapla ilgili bir hikayeyide youtubeda buldum. Filmi çekilmiş biraz amatörce olmuş, gençler kendilerince bir şeyler yapmaya çalışmış ama çokta hoşuma gitti. Bir göz atıverin.


Kitabın tanıtım bülteninden;
“(…) Mahalle çocuğu, Sait’in hikâyelerinde bir iki tane değildir; birçoktur. Bunu, onun bu yaşa kadar değişmemiş mizacına veriyorum. Bence Sait Faik ne genç hikâyecidir, ne ihtiyar. Bence o, kırkını aşmış bir mahalle çocuğudur. Ama sakın bu hükmü onu kötülemek için söylenmiş bir söz sanmayın. Çocuk deyişim ona gençlikten daha genç bir yaş biçişimden, mahalle çocuğu deyişim de onu, ekseri mahalleden yetişenler gibi, halktan bir insan, halka bağlı bir insan sayışımdan ileri geliyor.”
Orhan Veli Yaprak, 1 Şubat 1950

You Might Also Like

0 yorum