Deneme

Günümüz Türkiyesinde Eğitilmemiş Eğitim Sistemi Sorunsalı

22:52:00

Basit bir söylemle başlayalım ve bunu basit bir mantık izlesin. Eğitim bir milletin en temel direklerinden biridir çünkü gelecekte o milletin ayakta kalmasını, devamlılığını sağlaması ancak vermiş olacağı eğitim sistemiyle mümkündür.(Yandaki fotoğraf ne demek istediğimi kısaca özetlemiş durumda) Eğitim geliştikçe diğer koşullarda sağlanacaktır zamanla. Eğitimli insanların oluşturduğu bir toplum, eğitimsiz insanların oluşturduğu toplumla kıyaslanamayacak bir gelişmişlik düzeyindedir. Bunları zaten biliyorsunuz. Yıllardır dilimize pelesenk olmuş bir söz vardır: Eğitim Şart! Ulu önder Mustafa Kemal de bunun farkındaydı ve buna bağlı olarak birçok devrim yaptı.


Günümüzün koşullarında eğitimin ne kadar şart olduğunu gün geçtikçe görüyoruz. Her ne kadar düzensiz bir eğitim sistemi içerisinde olsak ta “eğitim şart” ilkesini uygulamaya çalışıyoruz, tabi bu izlenen yanlış politikalarla (neden yanlış olduğuna değineceğim) ne kadar olumlu oluyor, o tartışılabilecek bir konu.

Bugün burada normatif eğitimi anlatmayacağım, olan eğitimi anlatacağım kendimden ve çevremden örnek vererek.

***

İlkokul ve orta okul sürecini kapsayan ilköğretimimi İstanbul’un Fatih ilçesinde ki Fındıkzade İlköğretiminde tamamladım. Her ne kadar pek başarılı bir öğrenci olduğumu düşünmesem de 14 öğrenci (yanılıyor olabilirim, belki biraz daha fazladır, yaklaşık 120 öğrenci vardı benimle mezun olan) sadece Anadolu lisesini kazanmıştı ve bende bunların içerisindeydim. Benden daha başarılı olduğunu düşündüğüm arkadaşlarım Anadolu lisesi kazanamamıştı, kimisi de kazanmak istememişti benden yüksek bir puanı olmasına rağmen, çünkü o zamanlar düz liseye gidip okul birincisi olmayı planlıyorlardı, çünkü okul birincilerine verilen puan ve kontenjanlardan yararlanmayı düşünüyorlardı. Bunu gerçekleştiren arkadaşlarımda oldu gerçekleştiremeyip okulu bırakanlarda.

İlköğretimdeyken OKS (öncesi LGS) adı verilen Orta Öğretim Kurumlar Sınavına girdim, bu sınava son giren nesildik. Çünkü daha sonra OKS nin yerine SBS ve ondan sonrada TEOG almıştı.
SBS bana göre en zoruydu çünkü orta okul hayatın boyunca dershaneye muhtaç kalacaktın, her sene testlerle uğraşmaktan kafanı kaldırıp etrafına bakamayacaktın bile, her sene o sınava girmek durumundaydın, biz bir kere girdik kurtulduk, tabi bunun avantajları olduğu gibi dejavantajları oldu, çünkü 3 kere sınava girmek ve 1 kere sınava girmek; stres ve heyecanla belki kapasitenden çok daha az bir puan alacaktın bunu tek bir sınav olan OKS de düzeltme şansın yokken SBS de vardı, bir sene düşük puan alıp diğer seneler puanını yükseltme imkanın vardı. Ama buna rağmen SBS benim gözümde en zoruydu.

SBS de zamanla tutunamadı, orta okulda ki öğrenciler ne yapacağını şaşırır hale geldiler, SBS gitmişti yeni sınav sisteminin nasıl olacağını bilmeden sınavlara çalıştılar bir süre daha sonra TEOG denilen “Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemine” geçildi. Sürekli oynanan bu eğitim sisteminden ne kadar fayda sağlanabilir, bu kadar istikrarsız bir sistemin verimi tartışılır.

***

4 yıl lise eğitimimi yani orta öğrenimimi Gaziosmanpaşa Anadolu Lisesinde tamamladım. Lise son sınıfta YGS ve LYS sınavlarına girdim. Bundan önce ÖSS denilen Öğrenci Seçme Sınavı vardı, görülen o ki ÖSS yi de ikiye ayırdılar bahar ayının başlangıcında girdiğimiz YGS ve Haziran ayında girdiğimiz LYS oturumları olmak üzere 2 ye ayırdılar. YGS nin %40 gibi önemli bir etkisi vardı. 

Açıkçası çok iyi çalıştım bu sınavlara fakat aşırı stres ve heyecandan çalıştığımın çok altında bir puan aldım. Dershanemde en iyi sınıftaydım ve sürekli dereceye oynarken bir an boşluğuma geldi diyebiliriz, istediğime ulaşamamıştım. 

YGS de bir an yapmış olduğum hata belki tüm hayatımın yönünü değiştirdi. Bu sistem ne kadar doğru diye işte o zaman tam anlamıyla sorgulamaya başladım, hiçbirimiz mükemmel insanlar değiliz, hepimiz hatalar yapıyoruz. İşte benim yapmış olduğum ufak bir hata(!) beni buralara kadar sürükledi.


Bu arada eğitim sistemi sürekli değişmekteydi, ilköğretim ortadan kaldırıldı. 4+4+4 eğitim sistemi model alınarak ilkokul- orta okul- lise olarak adlandırdığımız ortaöğrenim zorunlu hale getirildi. Birçok düz lise kaldırıldı, Anadolu lisesi ve İmam Hatip Lisesi formatına çevrildi. Meslek liseleri dahi İmam Hatibe çevrildi.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en fazla İmam Hatip Liselerine sahibiz şu sıralarda. Meslek Liselerinin sayısının çok daha fazla olması gerekirken, imam hatip liselerinin bu kadar fazla olmasının sebebi nedir? Hala net bir cevaba ulaşmış değilim. Hedef: ahlaklı gençler mi yetiştirmek? Eğer hedef buysa biz neyiz? Ahlaksız(?) Bu konuda daha fazla konuşmak istemiyorum nasıl olsa bir sonuca ulaşamayacağım. Her neyse biraz da diğer ülkelere bakalım.

***                
                                                                 ABD


12 yıllık zorunlu eğitim uygulanan ABD'de, okul öncesi eğitim zorunluluğu bulunmuyor. Amerika eğitim sitemi ilköğretim (okul öncesi ve ilkokul), ortaöğretim ve yükseköğretim olmak üzere 3 düzeyde organize ediliyor.
Mesleki eğitim faaliyetleri ortaöğretimin 11. ve 12. sınıflarında başlangıç düzeyinde, community kolejlerinde ise mesleki teknik ve uzmanlık eğitimi veriliyor. Mesleki eğitim daha çok 2 yıllık ''meslek yüksekokul'' diye adlandırılan community kolejlerde yapılıyor.



                                                               ALMANYA

Almanya'da eğitim sistemi, hemen tüm eyaletlerde okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim birinci kademe ortaöğretim, ikinci kademe ortaöğretim ve yüksek öğretim olmak üzere 5 basamaklı yapıdan oluşuyor. Almanya'da zorunlu eğitim süresi 6-16 yaş arasında başlıyor ve 10 yıl sürer.
Tam zamanlı genel eğitimin 4 yılı ilköğretim, 6 yılı da birinci kademe ortaöğretim seviyesinde veriliyor. Ortaöğretimin ikinci kademesi de öğrencileri yükseköğretime giriş için zorunlu olan genel eğitim olgunluk diplomasına hazırlayan üç yıllık (11-13. sınıflar) lisenin ve çok programlı okulun ikinci devresi ile öğrencileri mesleki eğitim olgunluk diplomasına veya mesleğe hazırlayan 1-3 yıllık mesleki eğitim okullarıdır.

                                                               FRANSA

Fransa'da da zorunlu eğitimin süresi 10 yıl olarak belirleniyor. 6-16 yaş arasındaki çocukları kapsayan zorunlu eğitimin 5 yılı ilköğretimde, 4 yılı ortaöğretimin birinci kademesinde veriliyor.
Ortaöğretimin birinci kademesini bitiren öğrencilerin, zorunlu temel eğitimlerini tamamlayabilmeleri için ortaöğretim ikinci kademede genel eğitim, teknik eğitim veya mesleki eğitim liselerinden birinde bir yıl daha tam zamanlı öğrenim görmeleri zorunluluğu bulunuyor.
Zorunlu eğitim 6 yaşında başlıyor ve 5 yılı ilkokul, 3 yılı birinci kademe ortaöğretim olmak üzere 14 yaşına kadar devam eder.
Zorunlu eğitim devlet okullarında, özel okullarda veya evdeki eğitimle tamamlanabilir. Tüm ülke kapsamında bulunan resmi okullar ve resmi olarak kabul edilen özel okullar, yasa ve yönetmeliklerle yönetiliyor.

                                                                 İTALYA

İtalya'da da zorunlu eğitimin süresi 10 yıl olarak uygulanıyor. 16 yaşını dolduran ve örgün eğitime devam etmeyen öğrencilerin 18 yaşına kadar mesleki eğitim görmeleri öngörülüyor.

                                                              İNGİLTERE

İngiltere'de ise örgün eğitim sistemi, 3-5 yaş arası çocukların devam ettiği okul öncesi eğitim, 5-11 yaş arasındaki çocukların devam ettiği 6 yıllık ilköğretim, 11-16 yaş grubun devam ettiği ortaöğretim birinci kademesi ve 16-18 yaş grubunun devam ettiği genel ve mesleki eğitimin verildiği ortaöğretim ikinci kademesi akademik ve mesleki eğitimin bulunduğu yükseköğretimi kapsıyor.

                                                               JAPONYA

Japonya'daki eğitim, 6 yıllık ilkokul, 3 yıllık ortaokul, 3 yıllık lise ile 4 yıllık üniversitelerde veriliyor. İlkokul ve ortaokulu kapsayan zorunlu eğitim süresi 9 yıl olarak uygulanıyor. Ülkede ulusal okullar, kamu okulları ve özel okullar olmak üzere üç tür okul bulunuyor. Ulusal okulların finansmanı merkezi hükümetçe, kamu okullarınınki il ve belediye yönetimlerince özel okullarınınki ise özel kuruluşlarca karşılanıyor.



Deneme

Saçmalamalar I

17:16:00

Final zamanı geldi çattı, bu sıcak günlerde sınavlara çalışmak o kadar zor geliyor ki bir yandan çalışası geliyor insanın bir yanda da bisikletle fotoğraf makinesini alıp kaybolası…

Kimine göre yaz tatili deniz, kum, güneş üçlüsüdür. Bana göre ise bisiklet ve fotoğraf makinesi ikilisidir. Ben bunlardan daha çok keyif alıyorum. Belki yüzme bilmediğim için deniz, kum, güneş üçlüsünü anlayamıyorum. Her neyse konumuz şimdi bu değil. :)

Gelelim finallere; bir yandan Kamu Yönetimi dersleri diğer yanda Uluslararası İlişkiler bölümü dersleri bu yaz sıcağında daha da bunaltıyor insanın içini ama bir yerden sonra alışıyorsun; politikayı, tarihi, hukuku, sosyolojiyi, felsefeyi öğrenmek gerek ama bunları hiçbir zaman tam olarak öğrenemiyoruz ki, sağ olsunlar öyle güzel eğitim sistemimiz var ki!

Üniversiteye yeni başlamış öğrenci bir bunalım sürecinden geçmiştir; YGS-LYS ya da adı her ne zıkkımsa öğrencinin kabusu olmuştur. Üniversiteye başladığında bir rehavet oluşur ister istemez, bir de üniversiteye uyum süreci, şehir dışındaysanız şehre uyum sorunu, yeni çevre sorunu gibi birçok sorunla karşılaşan öğrencinin genellikle 1.sınıf güz dönemi iyi geçmez, bahar dönemi gelince de bu sefer tam ortama alışmıştır, şehre, çevresine uyum sağlamıştır bu sefer de bunlar engel olur bahar dönemini de  pek verimli geçirdiği söylenemez. Bu nedenle 1.sınıf ortalaması düşük olur genelde öğrencilerin…

2.sınıfa geçtiğinde ise her şey oturmuştur artık, elinize biranızı alıp, arkadaşınızla hem üniversitenin, hem de şehrin tadını çıkarabilirsiniz.

3.sınıfta ne olur şuan bunun hakkında pek bir fikrim yok henüz 2.sınıf olduğum için bakalım ne olacak, seneye görürüz nasılsa. Umarım çok daha güzel şeyler olur. Son sınıfta nasıl olsa kafayı yiyeceğimi biliyorum... :)

Ekleme (5 haziran 2015): 3.sınıf bitti, iktisat yandalımı bıraktım çünkü istediğim tarzda eğitim alamadığımı düşündüm. Bahar döneminde Sosyoloji ile yandala başladım fakat bir süre sonra onu da bıraktım açıkçası pek sarmadı. Şuan alanımda uzmanlaşmak tek hedefim.